Berlin in Berlin’in gişe başarısından sonra Sinan Çetin yeni bir hikaye arayışına girer ve sonunda kendi hayatına yüzünü çevirir. Propaganda, Sinan Çetin’in kendi hayat hikayesinden yola çıkılarak kaleme alınmıştır. Mehdi karakteri babası Mehdi Çetin’dir. Sinan Çetin filmin senaryosunda, Kürşat Başar ve Gülin Tokat’ın da desteğini almıştır.
Yapım Yılı: 1999 • Yapım: Plato Film • Yapımcı: Cemil Çetin, Sinan Çetin • Yönetmen: Sinan Çetin • Senaryo: Sinan Çetin , Gülin Tokat • Görüntü Yönetmeni: Rebekka Haas Çetin • Kurgu: Aylin Tinel • Özgün Müzik: Sezen Aksu • Oyuncular: Metin Akpınar, Kemal Sunal, Meltem Cumcul, Rafet El Roman, Meral Orhonsay, Nail Kırmızıgül, Ali Sunal, Nazmiye Oral, Kenan Baydemir, Sinan Çetin
Hislihisarlılar, o güne kadar sadece haritada çizili olan bir sınır köyünde, kendi küçük dünyalarında yaşamaktadırlar. Mehdi (Kemal Sunal), doğup büyüdüğü bu sınır kasabasına Gümrük Muhafaza Müdürü olarak atanır. Kasabanın ortasına, kasabayı ikiye ayıran dikenli teller çektirir. Çocukluk arkadaşı ve can dostu Rahim (Metin Akpınar) ile bütün ilişkisi bozulur. Çünkü Mehdi ve Rahim’in evleri sınırla beraber ayrılmıştır. Bu arada, Mehdi’nin oğlu Adem (Rafet El Roman) ile Rahim’in kızı Filiz (Meltem Cumbul) arasında tutkulu bir aşk yaşanmaktadır. Evlenecekleri günü bekleyen gençlerin aşkı da, dikenli telle beraber ayrılığa dönüşür. Rahim sınırı, kendi kişiliğine karşı bir eylem olarak algılar. Sınırın çekilmesiyle başlayan yeni hayat, devlet hariç kimsenin mantığına uymaz. Bu durumdan dolayı en çok acı çekenlerden biri de Filiz’le ayrılmak zorunda kalan Adem’dir. Adem, Babası Mehdi’ye isyan etmek pahasına, elinden gelen her şeyi yapacaktır. Hislihisarlılar’ın sadece evlerini birbirinden ayırmakla kalmayan sınır, dostlukları, sosyal yaşamı, ticareti de etkiler. Bir süre sonra Mehdi, kasabada yalnız kalır. Karısı ve çocukları da onu terk etmiştir. Mehdi, büyük bir yalnızlık içine düşer. Yaptığının doğru olup olmadığını sorgulayan Mehdi, görev sorumluluğu ve duyguları arasında kalmıştır.
Filmde, en çarpıcı ve şaşırtıcı karakterlerden biri de, Mehdi’nin karısı Şahane’dir. Şahane, başından beri sınır fikrine karşı çıkar. Ancak ataerkil düzendeki her kadın gibi, kocasının yanında olur. Onu, kasabalıya karşı verdiği mücadelede yalnız bırakmaz. Tipik, sadık ve anaç kadın modeli olarak karşımızda durur. Sınırın kasabanın hayatına verdiği olumsuzluklar arttıkça ve en yakın dostları ile ilişkileri kopma noktasına gelince, tepkisini sert biçimde göstermeye başlar. Şahane; oğlunun aşkına, ailecek yaşadıkları güzel dostluğa daha fazla zarar gelmesine dayanamaz. Kocasını defalarca ikna etmeye çalışsa da başarılı olamaz. Kasabaya konulan sınır, dikenli teller artık kendi kocası ile arasına da girmiştir. Sonunda, çocuklarını da alıp, kocasını terk eder. Kadınların, söz sahibi olmadığı, fikirlerinin ve duygularının geri plana atıldığı bir kültürde, Şahane’nin kadın olarak duruşu oldukça güçlüdür. Şahane, bu gücü, öncelikle akıl ve mantığından alır. Onun devlete bağlılığı, körü körüne, bağlılık değildir. Bu yüzden, aklının ve yüreğinin sesine kulak vererek, devlete ve kocası Mehdi’ye hayır der.
Propaganda, Hislihisarlılar’ın merkezi otoriteye karşı verdikleri mücadelenin ve Rahim’in dostluğunu kaybetmemek için gösterdiği çabanın dramatik ve traji-komik anlatımıdır. Sinan Çetin’in sinema kariyerinde, devlete karşı duruşunun en keskin olarak ifade edildiği film Propaganda’dır.
Yönetmen, merkezi otorite ve bireyin devletin gücü altında ezilmesinden şikayetçidir. Bu şikayetini de, hemen her türlü demecinde, konuşmasında ifade etmektedir. Devletin, bireyin ve gelişimin önünde bir engel oluşturduğunu ve bu engel kalkmazsa, gelişim ve değişimin imkansızlaşacağını savunur.
Filmin görüntü yönetmeni, Sinan Çetin’in eşi Rebekka Haas’tır. Propaganda filmi, görsel estetik bakımından takdir edilecek bir kamera, ışık ve renk kullanımına sahiptir. Filmde yer alan kamera hareketleri, açılar, ölçekler; yerinde kullanımıyla dikkat çeker. planlar, gereksiz ayrıntılarla boğulmamıştır. Her kamera hareketi belli bir amaç ifade etmektedir. Filmin, en belirgin görsel öğelerinden biri de, renktir. Filmin geneline hakim olan; sarı, kahverengi, turuncu ve toprak rengi, anlatımı ve içeriği olağanüstü biçimde desteklemektedir. Filmde yer alan her rengin, sanki tek tek elle boyanmış gibi bir duygu yaratması, her tonunun çözünürlülüğü ve parlaklığı, yine Rebekka Haas’ın ustaca telesine’sinin ürünüdür.