Ad Age Amerika’daki reklam ajanslarının yarışmalara bakışını anlatan bir rapor yayınladı. Rapora göre ajansların yarışmalara katılmak için ayırdıkları bütçe 37 milyon dolar. Bahsi geçen de sadece 4 yarışma; Cannes Lions, The Andy’s, One Show ve D&AD. Ad Age’in üzerinde durduğu konu bu acayip rakam da değil aslında, konu ödüllerin ajanslara ne olarak geri döndüğü; müşteri mi, şöhret mi, karlılık mı? Ad Age analistlerinin ulaştığı sonuç, ajansların aldıkları ödül sayısı ile büyüme hızları arasında güçlü bir ilişki olduğu. 2005 yılında dünyada en çok ödül alan 6 ajansın (TBWA, DDB, BBDO, Ogilvy, Wieden&Kennedy, Saatchi&Saatchi) aldığı ödüller ve büyüme hızları da araştırmayı doğrular nitelikte, elbette bir ajansın büyümesini sadece ödüllere bağlamak yanlış olur, bu tip ajanslar hakkında söylenecek tek bir şey var o da iyi yönetildikleri. İstisnalar kaideyi bozmaz derler ama çok ödül almış ama yılı zorlu geçirmiş ajanslar da yok değil; Fallon, Euro RSCG, Lowe, Publicis ve Leo Burnett. Neticede ödüller işe yarıyor ve ajansları her sene daha çok iş ile yarışmalara katılmaya motive ediyor, sadece Cannes Lions’a katılım oranı % 12.5 artmış, keza diğer yarışmalar için de durum aynı. Satır arasında yazan bir başka gerçek de şu, ne kadar çok ödül o kadar çok marj pazarlık şansı demek, bol ödüllü ajanslar kapılarını aşındıran markalara karşı pazarlık gücü kazanıyor ve karlılıklarını artırabiliyorlar.
Konunun bir de görünmeyen kısmı var ki o da çok ilginç, ajanslar yarışmalara katılım işlemlerini yürütmek için departman kuruyorlar. Bu departmanlar ajans içinde daimi de olabiliyor, dışarıdan dönemsel olarak da kiralanabiliyorlar. Bu elemanlar A’dan Z’ye her detayla ilgileniyor, yarışma tarihlerini takip ediyor, formları dolduruyor, işlerin formatlanmasını sağlıyor, süreci izliyor, raporluyor ve hatta rezervasyonlara kadar yapıyorlar.

Bizim memleketteki ajanslardan bu kadar profesyonel hazırlanan var mı bilmiyorum ama bizdeki amatör his de onlarda yoktur, yani herhalde 🙂

Kaynak: Ad Age