“HIZLI ARAMA İÇİN ETİKETLER”

Berlin in Berlin

Sinan Çetin, reklam çektiği dönemde sinemadan uzak kalmış görünmektedir. Bu dönemde, çekeceği yeni filmin hayalini kurmaktadır. Fakat istediği tarzda bir senaryo bulamamıştır. Reklam dünyasında var gücüyle çalışarak kendi filmini finanse edebilecek konuma gelmiştir. 1993 yılında istediği gibi bir senaryoya kavuşur. Berlin in Berlin, Plato Film’in yapımcılığında Sinan Çetin’in çektiği  ilk filmdir.
Uzun yıllar sinema filmi çekmeyen Sinan Çetin, 1993 yılında  Berlin in Berlin filmiyle sinemaya yeniden görkemli bir dönüş yaptı. Berlin in Berlin, Arabesk, Eşkıya gibi filmler, Türk filmlerine gitmeyen seyirciyi yeniden sinema salonlarına çekmeyi başardı.

Yapım Yılı:  1993 • Yapım: Plato Film • Yapımcı: Cemil Çetin • Yönetmen: Sinan Çetin • Senaryo: Sinan Çetin, Ümit Ünal • Görüntü Yönetmeni:    Rebekka Haas Çetin • Kurgu: Ömer Sevinç • Özgün Müzik: Nezih Ünen, Fahir Atakoğlu,  Clemens Haas Maria • Oyuncular: Cem Özer, Hülya Avşar, Eşref Kolçak, Aliye Rona, Armin Block, Nilüfer Aydan, Zafer Ergin, Emrah Aydemir, Volkan Akabali

Filmin hikayesinde, genç Alman mühendis (Armin Block), güzel bir Türk kadının (Hülya Avşar) gizlice fotoğraflarını çeker. Kadının kocası (Zafer Ergin) olayı fark eder ve tartışma başlar. Tartışma sırasında genç Alman, kadının kocasını kazayla öldürür. Alman mühendis, vicdan azabı ve tutkuyla kadını bulmak için Berlin’deki Türk mahallesine gider ve fark edilir. Kaçarken, tuhaf bir rastlantı sonucu, öldürdüğü adamı evine saklanır. Türkler töre gereği, evlerine sığınan birini, düşmanları bile olsa öldürmezler. Böylece Türk aile ile Alman mühendis arasında gerilimli ve zorunlu bir birliktelik başlar.
berlin.jpgEvlerine sığınan Alman’ı töre gereği öldüremeyen aile, artık evin içinde Alman’la yeni bir yaşama başlar. Alman genç, bu durum karşısında şaşkındır. Öldürüleceğini sanırken, evde bir misafir gibi ağırlandıkça, Türk aileyi sevmeye, onlara yakınlaşmaya başlar. Bu yakınlaşma, öldürdüğü adamın karısına (Hülya Avşar) ilgi duymaya kadar gider. Gün geçtikçe, ailenin bir ferdi gibidir.  Hatta, ailenin küçük oğlu ile arkadaş olur. Çocuk ona türkü öğretir; o da, çocuğa Almanca… Berlin in Berlin, iki farklı kültürün buluşmasının ve birbirini keşfetmesinin filmidir.
Berlin in Berlin, sıra dışı hikayesi ile seyircinin ilgisini hemen çekebilecek bir anlatıma sahiptir. Film, Sinan Çetin’in anlatmayı sevdiği doğulu-batılı karşılaşmasının güzel örneklerinden biridir. Film, birçok yan hikayeye sahiptir.  Almanya’da yaşayan Türklerin problemlerini, gelenek ve göreneklerini başka bir ülkede devam ettirmeye çalışmalarını, asla yan yana gelemeyecek bir erkek ve bir kadın arasındaki cinsel çekimi, farklı kültürden iki erkeğin birbirine karşı üstünlük sağlama mücadelesini, töre ana teması içinde ironik şekilde işlemektedir.
Filmde Sinan Çetin’in özgürlük ve birey kavramları hakkındaki fikirlerinin yansıması da vardır. Yönetmen, devletlerin ve siyasetçilerin baskıcı ve otoriter rejimlerine, bireylerin boyun eğmemesini ister. Bu film sınırların olmadığı, her türlü alışverişin rahatlıkla yapıldığı, insanların birbirini sınıflandırmadığı bir dünyanın hayalidir. Berlin in Berlin’de farklı siyasetlerin ve devletlerin öğretileriyle yetişmiş iki farklı kültürden insanların, düşmanken,  nasıl dosta dönüştüğünü gösterir.
Film, hemen hemen tek bir mekanda geçer. Türk ailenin evi. Tek mekana bağlı dramatik yapı, klostrofobik bir anlatım ve atmosfer içerir. Bu tek mekan, Alman gencin kapana kıstırılmışlığının ve çaresizliğinin simgesi olur. Filmde hakim olan renklerle, kullanılan açılar ve planlarla, bu klostrofobik atmosfer başarıyla yansıtılmıştır.
Filmin başarısında en büyük pay oyuncularındır. Sinan Çetin filmografisinde en başarılı oyuncu seçimlerinin yapıldığı filmdir. Oyuncuların, filmin zaman zaman  yükselen ritmine ve gerilimine uyan başarılı performansları, tek mekanda geçen filmin sıkıcılığını ortadan kaldırmıştır. Hülya Avşar, bu filmdeki başarılı oyunuyla, Felix Nominee, Moskova Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü almıştır.

Sinan Çetin, 1995 yılında klip mantığından yola çıkarak “Bay E” filmini çekmiştir. Bay E, Sinan Çetin’in uzun metraj filmleri arasında deneysel bir filmdir. O dönemin popüler oyuncularından, şarkıcılarından ve çeşitli alanlardaki ünlülerden seçilen oyuncu kadrosu, filmde sanki bir starlar geçidi yapmaktadır. Başrolü Mehmet Ali Erbil’in canlandırdığı filmde, tüm ünlüler, filmin değişik zamanlarında seyirci karşısına çıkar. Her biri küçük ama akılda kalıcı, çarpıcı bir karakterle filmin öyküsüne dahil olur.

Founder of Elma+Alt+Shift, Creative Partner at Madam Martha UK, Blogger, Painter