18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Film”, “En İyi Senaryo” ve “Juri Özel Oyunculuk Toplu Performans” ödüllerini alan “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”, 18 Kasım 2011 Cuma günü birçok şehirde birden vizyona giriyor. Film, bir taşra şehrinde ailesiyle birlikte yaşayan saygın bir anayasa profesörü olan Celal Tan’ın, ilk eşinin ölümünden yıllar sonra, bir şekilde hayatını kurtardığı ve kendisinden çok genç olan bir üniversite öğrencisi kızla evlenmesi ve ardından yaşanan trajikomik olayları konu ediyor.
Polis, Güneşin Oğlu, Beş Şehir filmleriyle sinema dünyasına özgün bir anlatım getiren Onur Ünlü’nün senaryosunu yazıp, yönettiği filmin oyuncu kadrosunda; Selçuk Yöntem, Ezgi Mola, Türkü Turan, Tansu Biçer, Güler Ökten, Bülent Emin Yarar, Köksal Engür, Cengiz Bozkurt, Tuğra Kaftancıoğlu, Ushan Çakır, Gazanfer Ündüz, Yılmaz Gruda, Engin Alpateş, Engin Hepileri ve Alpay Şayhan yer alıyor.
Filmin Facebook ve Twitter sayfalarında takipçileri film ile ilgili tüm gelişmlerden anında haberdar edilirken, filmin fragmanı ve sosyal medyaya özel olarak hazırlanan teaserları büyük ilgi görüyor. Her biri binlerce kişi tarafından izlenen bu sıra dışı videolar filme dair oluşan merağı arttırıken, izleyenlerin ilginç yorumları ve paylaşımlarıyla hızla yayılıyor. Kuşkusuz bu merakın oluşmasından filmin yönetmeni ve senaristi Onur Ünlü’nün kendine has üslubunun payı büyük.
Yönetmen Görüşü:
İnsan anne babasını seçemez. Fakat bir ‘aile’nin bireyidir. Bu yalancı bireylik durumu, insanın aslında basitçe bütün hayatında çeşitli şekillerde karşılaşacağı statükoyla girdiği öldürücü işbirliğinin de başlangıcıdır. Statüko, risk almak istemeyen ve konforlarını devam ettirmek adına her türlü yalanı üretebilecek bireyler yaratır. Celal Tan ve Alesinin Aşırı Acıklı Hikayesi adlı film; bu zorunlu olarak bir arada durmaktan kaynaklanan konforunun insanları ne hale getirdiği, insanı nasıl başka bir ‘şey’e dönüştürdüğü, zorla bir arada bulunmanın bir yerden sonra ne kadar sıkıcı ve ezici bir hâl aldığı fikri etrafında gezinir. Ve bunu yaparken bütün kurum ve durumlarla ince ince dalgasını geçer. Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi insana güvenmez. Çünkü Shakespeare’in de dediği gibi bilir ki; “İnsan, insandır”.