[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=JC1t2DmCeAU&rel=1]‘Al Hirschfeld, 1945 yılında kızı Nina`nın doğumundan sonra, çiçeği burnunda bir babanın heyecanıyla kızının adını, yaptığı çizimlerde, kimi zaman saç telleri, kimi zaman elbise kırışıklıkları arasına gizlemeye başladı. Küçük bir şaka olarak başlayan Nina-mania, daha sonra Hirschfeld hayranları arasında ciddi bir takıntıya dönüştü. Bundan habersiz kendi şakasının fazla uzadığını düşünüp isim gizlemeyi bırakan Hirschfeld, hayranları tarafından mektup yağmuruna tutulduğunda, kendi de şaşkınlığını gizleyemeyerek, “Kimsenin dikkatini çekebileceğini düşünmemiştim hiç” demişti. Şaşkınlığı geçtiğinde, Hirschfeld`in çizimlerinde artık sadece bir değil, en az yarım düzine Nina gizleniyordu. İşi daha da eğlenceli hale getirircesine, çizimlerin altına attığı imzanın sağ tarafına koyduğu rakamlarla da, o çizimde kaç tane Nina olduğunun işaretini veriyordu. 1920’li yıllardan bu yana kaleminden nasibini almamış pek az ünlü şahsiyet, pek az görülmeye değer film kalmıştır. Bu liste, Marlene Dietrich’ten Barbara Streisand’a, Hitler’den Saddam Hüseyin’e, Charlie Chaplin’den Jerry Seinfeld’e, Wish You Were Here’dan Ally Mcbeal’a, Ethel Merman’dan Madonna’ya, oradan da sanki sonsuza uzanabilecek gibidir. Çizimlerinin birçoğu, içlerinde New York Metropolitan Sanat Müzesi ve New York Modern Sanat Müzesi`nin de bulunduğu bir kaç müzede, kalıcı koleksiyon olarak sergilenmektedir. 1991 yılında Amerikan Posta Servisi’nden gelen teklifle, beş adet pul dizaynı yapmış, bu pullar tarihe, sanatçısının imzasını taşıyan ilk pullar olarak geçmiştir, elbette Nina. 1994`de New York Madison Avenue asfaltına, yaklaşık on iki metre uzunluğunda, kendi figürünü çizmiştir, figür, galerisini işaret eder ve beş Nina saklıdır içinde. Kesinlikle görülmesi gereken kitapları, The World of Hirschfeld, Show Business No Business, American Theatre.’
Yukarıdaki filmin son karesinde ise Al Hirschfeld, imzasının yanındaki ‘3’ sayısıyla bu karikatüründe üç tane Nina olduğunu belirtiyor. Doğan Hızlan ise şuradaki yazısında çok ilginç bir ayrıntıdan bahsetmiş: ‘Bir Pentagon yetkilisinin söylediğini okuyunca şaşırdım. Biz, Nina’yı bulmaya çalışırken, kamuflaj tekniği konusunda ondan epey şey öğrendik diyor.’
Kaynak: Hafif.org