Kesinlikle nefes kesici bir iş.
Küçüklüğümden beri çizimlerini büyük bir hayranlıkla takip ettiğim Tarık Tolunay, büyük bir sabırla yaklaşık 5 senedir uğraştığı İstanbul çizimini tamamladı. Görselle ilgili kendisiyle küçük bir söyleşi yaptım ben de.
Fractal Istanbul projesi aslında çok eskiye dayanan bir proje. 2000 senesinde yavaş yavaş kafasında şekillendirmeye başladığı projesi için Zenith siyah beyaz fotoğraf makinasıyla tarihi yarımadanın binlerce fotoğrafını çekmiş Tarık Tolunay. Bu bölgenin eşi benzeri olmadığını, öyle bir bölge ki her köşeyi döndükten sonra sizi bir sürpriz beklediğini söylüyor. Hem mimari, hem insan kaynağı olarak bir fraktallar zinciri olduğunu belirtiyor. Dünyada herhalde bu lokasyonun benzeri yoktur diye de ekliyor.
Çocukluğundaki güzel anılarından dolayı bu bölgeye karşı bir aşkı var çizerin. Çizerlikten kaynaklı görsel algısı nedeniyle de tarihi yarımadaya tutkulu.
Eski banliyö trenlerini çok seven çizer, Kumkapı’da, Cankurtaran’ın ara sokaklarında dolaşmak, sürprizli sokakların kendisine neler getireceğini bilmek kendisini heyecanlandırdığından, buraları santim santim çizme isteği duymuş. Teknik olarak ama çok zorlanmış. 2000’li yıllarda bunu zamanın vektörel programı Freehand’de çizmeyi denemiş, fakat programın getirdiği kısıtlamalar, 2 boyutlu ve çizgilerin sınırlı olmasından, bir de işlerinin yoğunluğundan dolayı projeyi ertelemiş.
İstanbul, 2010’da Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmiş. Ve bu devasa etkinlik için kurulan ajansa başvurmuş çizerimiz. 11 ay bekletildikten sonra 3 milyar TL bütçeli iş, ajans “Bütçe Yetersizliği”ni gerekçe göstererek olumsuz cevaplamış çizerimizi 😞
Bu hayal kırıklığının enerjisini yine işine yansıtmış. ’Sadece benim evimin duvarını süsleyecek olsa bile bu iş bitmeli” kararlılığıyla devam etmiş.
Tarihi yarımada bölgesini minimize etmek için eski gravür haritalardan, minyatürden ve günümüzün pikselart tekniklerinden yararlanmış. Yüzlerce binanın mimari tarzını çözümlemek için yoğun dokümantasyon calışması yapmış. Harita esnek ve kolay bir mimari program olan Sketchup üzerinde kurgulanmış.
Zeynep Sultan Camii, Milyon Taşı, Gotlar Sütunu gibi yerlerin de olduğu haritada özellikle Milyon Taşı’nin hikayesi çok ilgimi çekti. Yerebatan Sarnıcı’nın yanında Ayasofya’nın karşısında olan Milyon Taşı, Greenwich’e kadar dünyanın merkezini simgeleyen bir taş. Zamanında dünyanın merkezi neresi olsun kavgasında İngilizler’in tartışmayı kazanması sayesinde Milyon Taşı yerini Greenwich’e bırakmış. Ondan öncesinde 1200-1300 sene boyunca dünyanın merkezi ise Milyon Taşı’nın olduğu yer kabul edilmiş. Pagan döneminden Greenwich’e kadar Milyon Taşı dünyanın merkezi olarak konumlandırılmış. (Simitçinin arkasındaki yapı.)
Topkapı Sarayı’ndaki Gotlar Sütunu (balonun hemen yanında) Bizans’ın Hristiyanlık öncesi Pagan döneminden kalma bir anıt. Anıtı düşmüş, yekpare mermerden sütunu da Fractal İstanbul haritasında kendisine yer bulmuş.
Haritanın boyutu 150×85 cm boyutlarında ve 300 dpi olarak çalışılmış. 200 milyon pikselin olduğu çalışmayı 27 inch’lik bir ekranda açtığınızda bile tam olarak detayları algılayamıyorsunuz, bayağı bir yakınlaştırmak gerekiyor. 400 farklı karakter onlarca tipte araç 3D modellenmiş ve haritanın içinde ise binlercesi dolaştırılmış. Yine bu haritada kullanılan yüzlerce tekstürü kendisi bizzat çizmiş Tarık Tolunay. “Haritada bana ait olmayan bir piksel bulamazsınız” diyor.
Bugüne kadar İstanbul’u hep batılıların haritalandırdığını söylüyor Tolunay, “Ben bir sanat tarihçisinin, bir mimarın zevkle inceleyebileceği… Aynı zamanda mahalle berberinin duvarında da görebileceğimiz bir harita tasarladım diyor.