Daha önceki yazımı hatırlayacaksınız. İlk defa Miami Ad School’dan bir ekip McCann Erickson Istanbul’a staja gelmişti. Bu seferki ekip ise iki sanat yönetmeni adayından oluşuyor. Martha Lee (SY) (sol) & Elinore Eaton (SY) (sağ). İşte ikisiyle yaptığım söyleşi.
You remembered my other post about two Mima Ad School guy who came for internship to McCann Erickson Istanbul. This time, two art directors applicant came to McCann Erickson Istanbul for internship. Martha Lee (left) & Elinore Eaton (right). Here is the interview with them.
Şu anda San Francisco’daki Miami Ad School’da okuyorsunuz. İstanbul’da staj yapmaya nasıl karar verdiniz? Bu kararı tek başınıza mı aldınız yoksa bu konuda size öneride bulunan oldu mu?
We know that you are currently studying in MAS San Francisco, how did you decide to intern in Istanbul? Did you decide by yourself or did you get a recommendation from someone?
Elinore:
Aslında Istanbul bana hiçbir zaman bir seçenek olarak sunulmamıştı. Öncelikle Vietnam’da Lowe şehrinde çalışmak üzere başvuruda bulundum. Ne zamanki başvurum son dakikada gerçekleşmedi, bana da yeni bir seçenek olarak İstanbul verildi. İstanbul’a gelme kararını kendim aldım fakat ailem ve arkadaşlarım tarafından gerekli desteği de almıştım. Okuldaki bu dönemimi uluslararası tecrübeyle staj yaparak geçirmek istedim ve McCann İstanbul’a gelmenin bu konuda iyi bir fikir olduğuna karar verdim.
I initially applied to work at Lowe in Vietnam and was never given the option to apply to Istanbul. When Vietnam fell through at the last minute, I was offered an internship in Istanbul. The decision to go was my own and I had the support of my friends and family. I knew I wanted to spend this quarter getting international experience interning at an agency and McCann Istanbul sounded like an adventure.
Martha:
Bir bakıma İstanbul beni seçti diyebiliriz. İstanbul dışında üç değişik yere başvuruda bulundum fakat hiçbiri kabul olmadı. Eğer staj yaparsam, MAS SF’nun benim için daha yararlı olacağını düşündüm. 10 sene once İstanbul’u ziyaret ettiğimde reklam sektörü hakkında hiçbir bilgim yoktu. Bu yüzden buraya daha once gelen arkadaşım Olivier’e de sorduktan ve onun tarafsız görüşlerini aldıktan sonra burada staj yapmaya karar verdim.
In a way, Istanbul chose me, because I applied to three other locations instead but couldn’t get any of them. To me, MAS SF is meaningful only if I get an internship. So, when the school told me about Istanbul McCann, I accepted. I visited Istanbul ten years ago but I had no idea how the advertising is like here. I asked Olivier, who came to intern before me, about the internship and he was very objective.
Burada geçirdiğiniz süre boyunca McCann Istanbul hakkındaki genel izlenimleriniz nelerdir? Yaratıcı bölümle yakından çalışma fırsatı yakalayabildiniz mi?
Overall, what are your impressions about McCann Istanbul? Did you have a chance to work closely with the creative team?
Elinore:
McCann Istanbul’un reklamda sıkı bağları olan bir cevher olduğunu düşünüyorum. Ne çok büyük ne de çok küçük. Yaratıcı ekiple birkaç projede çalışma fırsatı yakaladıysam da daha çok kendi başıma veya Martha ile çalıştım.
It’s a tight-knit community of advertising goodness. Not too big, not too small. I was able to work with the creative team a little on a few projects, but for the most part I worked alone or with Martha.
Martha:
Bu soruyu yanıtlamadan once bir sigaraya ihtiyacım var:p Burada kesinlikle bir Akdeniz yaşam tarzı tecrübesi edindim. McCann Istanbul’un büyüklüğünü sevdiğimi söyleyebilirim. Ve biliyorum ki ileride ben de bu büyüklükte bir ajansta çalışmak istiyorum. Daha çok Fırat ve Oktar ile tasarım projelerinde çalışma fırsatı yakaladım ve onların yorumlarını dinledim. Ancak projenin yapılandırılmasında çalışmak daha zevkliydi diyebilirim.
I need a cigarette before answering your question:P I totally experienced the Mediterranean lifestyle here. I like the size of McCann Istanbul and I know I want to work at a similar, medium size agency in the future. I got mostly design projects and Firat and Oktar would give us feedback. It’s more interesting when the account planners gave us a couple briefs to work on.
Bütün bu sıkıcı sorulardan sonra, şimdi de yeni bir başlangıç yapalım. Istanbul’da nasıl bir tecrübe edindiniz? Ve bundan zevk aldınız mı?
After asking you these boring questions, let’s make a fresh start. How was your experience in Istanbul, did you have a good time?
Elinore:
Başka bir ülkede yaşamak ve çalışmak gerçekten zor. Arkadaşlarımı ve tüm sevdiklerimi özlediysem de bu staj bana yeni insanlarla tanışma ve yeni tecrübeler edinme fırsatı tanıdı. Burada gerçekten güzel vakit geçirdim ve her şeyden çok hem başka bir ülkede yaşamanın hem de bir ajansta çalışmanın nasıl olduğunu öğrendim.
Living and working in another country is always a challenge. I missed my friends and loved ones, but had an opportunity to make new friends and have fresh experiences. I had a good time, but more than anything it was a deep learning experience, both at the agency and living abroad. My favorite times were backyard barbecues, late nights out with friends, and of course the week and a half when my fiancé came to visit from Berkeley.
Martha:
İstanbul’da geçirdiğim süre boyunca müthiş bir tecrübe edinmemin yanısıra bir Türk ailesinin de parçası oldum. Onlara gerçekten teşekkür borçluyum. Bir kaç Türkçe kelime öğrendim, geleneksel Türk yemeklerinden tattım ve Türk kültürünün fal, kına gecesi, nişan partisi ve hatta cenaze gibi bir çok alanında bulundum. Hasta olduğumda bana ıhlamur ikram edilmesi Türk insanının ne kadar sıcakkanlı ve misafirperver olduğunu gösteren bir örnek oldu benim için. İlgimi çeken başka bir şey ise geldiğim ilk bir kaç haftada gece geç saatlerde sunulan yiyecek servisiydi. Artık biliyorum ki akşam 10’dan sonra çay ve yiyecek saatlerine katılabilirim.
My experience in Istanbul was rather extraordinary because I became part of a Turkish family. Thank to them, I got to learn some Turkish, tried authentic home food, experienced a lot of traditional cultures, such as fal, kina party, niflan party and funeral. I was served ihlamur when I was sick. I found Turkish people very warm and welcoming. For the first couple weeks, I would be surprised when they served late night snack. Now I have learned to anticipate tea and snack after ten at night.
Kaldığınız süre boyunca nereleri gezebildiniz?
Which places did you visit?
Elinore:
Türkiye’de bulunduğum süre içerisinde büyük ölçüde İstanbul’daydım. Çalıştığım için turistik yerleri gezme firsatı pek bulamadım. Ancak bir kaç günlüğüne Kapadokya turuna katıldım. İstanbul’da ise gördüğüm yerler Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Ayasofya, Kapalıçarşı, ve çoğu akşamımı geçirdiğim İstiklal Caddesi. Yakınımdaki bir markete gitmek bile benim için bir tecrübeydi.
I was mostly in Istanbul during my time in Turkey. I was working, after all, so I didn’t really have the luxury of a tourist to travel all over the place. I did make the time to go to Cappadocia and tour around there for a few days. In Istanbul, I saw a lot of the regular sights: Topkappi Palace, the Blue Mosque, Hagia Sophia, the Grand Bazaar, and spent many evenings near Isiklal Cadessi. Just going to the grocery store in my neighborhood was an experience.
Martha:
İstanbul ve yakınlarında gördüğüm yerler Boğaz, Taksim, Beşiktaş, Bebek, Ortaköy, Galata Kulesi, Sultanahmet, Kapalıçarşı, Baharatçılar Çarşısı, Adalar, Tekirdağ, Anadolu Köy ve Sarıyer idi. Dönmeden önce de Topkapı Sarayı’nı ve Kadıköy’ü görmek istiyorum. 10 sene öncesinde ise, Türkiye’nin batı kısmındaki Pamukkale, Truva Atı ve hatta 13. yaş günümü kutladığım Kapadokya’yı ziyaret etmiştim. Bu ziyaretimde Karadeniz Bölgesi’nde, Trabzon, Rize, Sarp, ve Uzungöl’de 4 gün geçirdim. Gelecek hafta ise Nemrut Dağı, Harran, Urfa ve Mardin’i görmeyi planlıyorum. Bütün bu gezilerimin sonunda, ümit ediyorum ki Türkiye’yi bildiğimi söyleyebilirim.
Around Istanbul: Bosphorus, Taksim, Beşiktaş, Bebek, Ortaköy, Galata, Blue Mosque, Grandbazaar, Spice Bazaar, Big Island, Tekirdağ, Anadolu Köy, Sarıyer. I want to go to the Topkapı palace and Kadıköy before I leave. Ten years ago, I toured around Western Turkey and went to places like Troy, Ephesus, Pamukale and I turned 13 in Cappadocia. This time when I am in Turkey, I spent 4 days in the Black Sea region and went to Trabzon, Rize, Sarp, Uzungol etc. Next week I will spend another four days in Mountain Nemrut, Harran, Urfa and Mardin. I hope I can say that I know Turkey when I leave the country.
Gelecek hafta Türkiye’den ayrılacaksınız, ayrılmadan önceki sözlerinizi alabilir miyim?
You are leaving Turkey in a week, so tell me your last words before you leave.
Elinore:
Yaratıcı yönüm hakkında, kişiliğim ve seyahatlerim hakkında…
More about creative me, more about me and my travels…
“Travel is fatal to prejudice, bigotry, and narrow-mindedness, and many of our people need it sorely on these accounts. Broad, wholesome, charitable views of men and things cannot be acquired by vegetating in one little corner of the earth all one’s lifetime.” Mark Twain
Martha:
Ben Japon değilim.
I am not Japanese.
And more about me, click.
Martha’ya ait işler şöyle:
Campaign for a new line of gourmet Haagen Dazs ice crem.
Music Video for a Dutch singer called Urita.
Logo design for the same singer, who has a lot of energy and loves absolutely everything and everyone.
Logo design for New York 400 – the 400th anniversary of the foundation of New Amsterdam (today’s New York) by the Dutch. “xxx” is the element on the Amsterdam flag.
Poster against force feeding goose.
Poster for a short film festival in San Francisco