“Ahlaki kriterlerin yönünü belirleyen devlet, hukuk ve medya kurumlarının sistematik taktiklerle terörize ettiği travesti ve transseksüel bireylere yönelik ‘yok etme’ stratejisi git gide keskinleşen bir kararlılıkla devam ediyor. Nakka!, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır gibi kentlerde doğrudan trans bireyleri hedef alan kitlesel linç girişimlerinden, gündelik yaşamda süregelen bireysel ayrımcılık pratiklerine uzanan bir perspektifte, toplumsal yaşamın dışına atılanların hayatta kalma deneyimlerine odaklanıyor.
A policy of oppression towards transvestite and transsexual individuals continues with seemingly increased determination. Nakka! focuses on the survival stories of those who are socially outcast by employing perspectives ranging from mass violence aimed at trans individuals in İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa and Diyarbakır to individual practices of perpetual discrimination.
Bu bağlamda Aykut Atasay, Extramücadele, Tayfun Serttaş ve Nalan Yırtmaç’ın farklı dönemlere ait çalışmalarını bir araya getiren sergi, kamusal alana sanat yoluyla müdahil olmanın yollarını araştırıyor. İstanbul’da travesti genelevlerinin var olabildiği son sokaklardan Küçük Bayram Sokak’ta yer alan The Hall’da gerçekleşecek proje, farklı toplumsal katmanlara ait bu iki mekan arasında daha önce deneyimlenmemiş bir iletişim ve devinim ortamı yaratmayı hedefliyor.
In so doing it seeks answers to the societal indifference towards this climate of discrimination and violence, where even showing up on street can be grounds for a fine. The exhibition brings together work from Aykut Atasay, Extramücadele, Tayfun Serttaş and Nalan Yırtmaç that investigates ways in which art can intervene in the public space. The project is hosted in the Hall, located in the neighborhood of Küçük Bayram Street which is also home to possibly the last transvestite brothels of İstanbul. It aims to create a place for communication and interaction in two distinct environments belonging to two distinct social strata.
Nakka!, varoluşsal kimliklerinden ötürü tek bir alt kültüre angaje edilerek terkedilen tüm yaşamlara ithaf edilmiştir. !f İstanbul kapsamında gerçekleşen Nakka!, 11 – 21 Şubat 2010 tarihleri arasında, hergün 15:00 – 19:00 saatleri içerisinde The Hall’da görülebilir. HaZaVuZu’nun Nakka! için özel olarak hazırladığı koro programı, açılış gecesi saat 20:00’da The Hall sahnesinde gerçekleşecek.
Nakka! is dedicated to all who have been cast out due to their existential identities.
Nakka kelimesi Lubunca’da, “hayır – yok – burada değil – benden bu kadar – pes ettim” gibi anlamlar taşır. Lubunca; Türkiye’de yoğun olarak travesti ve transseksüeller tarafından kullanılan eşcinsel jargonudur. Kamusal ve özel alanda, diyalogların anlaşılmaması için tercih edilir. Roman dili, Rumca, Arapça, Ermenice ve Fransızca gibi pek çok dilden harmanlanan terimlerle oluşmuş ortalama dört yüz kelimelik bir dildir. Kökeninin Osmanlı dönemine kadar uzandığı varsayılır.
The word nakka means “no, none, doesn’t exist, that’s it, I give up” in “Lubunca”, the name of a queer jargon primarily used by Turkish transvestites and transexuals. Widely used to initiate private communication, it is a language composed of about four hundred words borrowed from Roman, Romaic, Arabic, Armenian and French. It is assumed that the roots of this language can date back to the Ottoman Empire. Nakka can be visited throughout the festival at the festival center.