Saçlarıma Dokunma !!!
Şampuan reklamları muhtemelen pek çoğumuzun kabusu haline gelmiştir. Daha canlı saçlar, daha parlak saçlar, yumuşak saçlar, göz alıcı, dolgun, güçlü vs. vs. vs… Kendimi bildim bileli bu şampuanlar saçımı daha, daha ve daha ……………. hale getirirler. Çünkü yeni formülize edilmişlerdir. Şişesi yenilenmiş, içine jojoba yağı katılmıştır. Bir anda ısırgan otunun mucizevi faydası keşfedilmiştir ve bize muhteşem saçlara sahip olabileceğimiz harika kokulu şampuan alternatifleri sunarlar. İçerikle ilgili pek çok alternatif sunmanın müşteriye hizmet anlayışından kaynaklandığını varsayalım. Peki ya ürünleri lanse etmek için kullanılan reklam yöntemlerine ne demeli. Hemen bir analiz yapalım. Blendax ünlü şişe sendoromu ya bir gün bir adada kalırsam saçlarım yıpranmış olursa açlıktan değil acımdan ölürüm mesajı senelerce ekranlarda karşımıza çıktı. Bu reklamı kendimizce anlamlandırdık diyelim. Peki ya Blendax’ın “BLENDAX GÜZELİ” adı altında oluşturduğu saçları ışıl ışıl parlayan yetenekli, duyarlı ve akıllı kıza ne oldu? Blendax’ın son reklam filmindeki fesat kumkuması, kendini beğenmiş güzelin Blendax güzeli olmakla ne gibi bir ilgisi olabilir. Bir insan bir yandan duyarlı ve güzel olurken bir yandan fesat ve güzel olabilir mi? Ya Pantene’in hayatımdan kopup giden değer verdiğim şeyler arasına koyduğu saç tellerinin bize hayatı sorgulatmasına ne demeli. Saç üzerinden reklam filmi mi çekiyoruz felsefe mi yapıyoruz? diye düşünüyorum bir an. Diğer yandan o tekerleme gibi dilimize takılan “Pantene koparak dökülmelere karşı etkili şampuan” nedir ?
Sözün kısası hedef kitleler konusunda kafam karışık. Ürün faydası sunmak şampuan markası için bir çıkış noktası mıdır? Artık hedef kitlenin temsil ettiği değerler ve hayatla ilgili tercihleri ön plana çıkmalı diye düşünüyorum. Hedef kitle tayinin doğru yapılması ve tüketiciye aptal muamelesi yapılmaması gerekiyor.
FIRAT YILDIZ
Founder of Elma+Alt+Shift, Creative Partner at Madam Martha UK, Blogger, Painter