“HIZLI ARAMA İÇİN ETİKETLER”

Soğuk Element

“Günümüz insanlığının, varolma nedenini borçlu olduğu sanayileşme süreci artık yerini “teknoloji ve enformasyon dönemi”ne, uzantısı olarak da “enformasyon toplumuna” devretmektedir. Sanayileşme sürecinde; ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal alanda yaşanan değişim ve dönüşüm, olağanüstü bir ivedilik ile oldukça etkili bir biçimde enformasyon toplumunda yaşanmaktadır. Sanayi sürecinin zayıflayan etkisi, vasıfsızlaşan makine, araç-gereç, yapı gibi enstrümanları birer işlevsiz kalıntıya dönüştürerek, atık sahaya terk edilmiş çöpe dönüştürmektedir.”
Akademililer Sanat Merkezi 19 Ocak 2010 – 13 Şubat 2010

Yaşam alanlarında yer tutan ve üretimden tüketime her türden eylemlilikte dinamik bir katkı sunan küçük ya da orta ölçekli işletme, ofis, ajans gibi iş yerleri artık bulundukları mevkileri kaybederek “homeoffice”e, devasa kurulum alanları olan fabrikalar; alışveriş merkezi, kültür sanat yerleşkesi ya da atıl alanlara dönüşmekte. İçinde bulunduğumuz dönem, bu dönüşümün ve trajik terk edişlerin henüz başlangıç aşamasıdır. Kaldı ki her şeyin hızla tüketildiğine dair gelişen cılız tanıklık, henüz ortak bir bilincin oluşumunu gerçekleştirecek düzeyde değildir. Bu süreç ilerledikçe aranacak olan atık saha bütün yaşam alanlarını kapsayacak denli bir tehdide dönüşecektir. Doğanın, kendi seleksiyonu sayesinde -ya da herhangi faktörel bir katkı ile- dönüşümle ilgili kendi zanaatini uygulayabilmesi bu büyük “soğuk element” yığını karşısında mümkün olmayacaktır. Günümüz tanıklığında bu sorunsalın tartışılmadığı, irdelenmediği, çok yönlü bir incelemeyle ele alınmadığı bir zafiyet hakimken, öncelikli tema sanatta birer içerik olarak izleyiciye yansıtılmaktadır.

“Sanatın ölüme karşı direnci”* aslında henüz oluşmamış bilincin gelişimini bekleme eylemidir. Bu direnç; bir sanat yapıtında işlenen gerçekliğin sanatsal yansımasının içeriği olarak da gösterilebilir. İçerik, kimi zaman naif bir iletimle gerçekliğin imgesel bir maddeye dönüşmesinden doğan bilinçli bir uygulama olarak kendiliğinden, kimi zamanda farkındalıksız bir biçimde içerikdışı güncel bir kaygıyla sanat eserine yansır. Haliyle içerik yaşamın yansıması olarak karşımıza çıkar. Buradaki yansıma nesnel bir gerçeklikten değil, sanatçının kendisinin görmüş olduğu yaratıcı ve ideolojik düzlemde yeniden ele aldığı ve yorumladığı gerçekliktir. Bir sanat eserinin içeriği, özelde her sanatsal imgenin salt maddesi gibi nesnel bir öğeyi, yaşamı ve öznel bir yanı, sanatçının dünya görüşünü (vizyon) kapsar. Sonuç olarak karşımıza çıkan eser, gerçek yaşamın kimi yüzleri yanında, sanatçının iç dünyasını da nesnelleştirir. “Soğuk Element” başlığı altında bir araya gelmiş olan sanatçıların, bu sergide buluşan çalışmalarının içerik kaygıları da aynı eksendedir. Sanatçılar, kendi öznel aktarımları, yaratıcılık ve yorumları ile bu sancılı geçiş döneminden belleklerde kalacak olan ikonografik moda figürlerinin dolaştığı sistematik mekanları, soğuk hastane odalarını, savaş coğrafyaları ve enstrümanlarını, sanayi atığı yapı ve araçlarını ayrı düzlemlerde sanatsal birer imge olarak yansıtmaktalar.
Erkan Doğanay”

Katılan Sanatçılar: Ercan Akın, İsmet Değirmenci, Ali Elmacı, Seçil Erel, Çınar Eslek, Burcu Perçin, Coşkun Sami, Şevket Sönmez, Serkan Yüksel, Semih Zeki
Küratör: Erkan Doğanay
Proje Asistanı: Hazal Gençay

Akademililer Sanat Merkezi
Balo Sokak No:37 Beyoğlu/İstanbul
Tel: (212) 245 02 29
www.akademililer.com

Founder of Elma+Alt+Shift, Creative Partner at Madam Martha UK, Blogger, Painter