“The isn’t People”, Balibar ve Wallerstein’ın ortaya koydukları bir kavram. Ulusal kimlik tartışmasında ve iktidar kavramıyla bağlantılı olarak, toplumda (var oldukları halde) var olmayan, görülmeyen, temsil edilmeyen, yok sayılan insanlara ve gruplara atıfta bulunuyorlar. Doğumdan itibaren sistematik bir biçimde üzerimize giydirilen kimlikler, kalıplaşmış düşünceler, değer yargıları, çeşitli toplumsal kavramlarla birlikte tasavvur edilen ideal ulus kimliğinin bir parçası olarak ideal insan dışında kalanlar aslında “the isn’t” lar… (Devam)
Bu insanlar bir şekilde ötekileştirdiğimiz, bizimle “aynı”, “benzer” ya da “normal” olmadığını düşündüklerimiz. “Biz” kim olduğumuzu ötekileştirdiğimizin karşısında kendimizi konumlandırırken ve tüm olumlu değeri kendi üzerimize toplayıp, ötekini en kötü ilan ederek inşa edilir.
Egemen sistem ve iktidar, ideal insanı konumlandırıp karşısına “ötekiyi” koyarak homojen bir topluluk yaratır, farklı olanı yok ederek ya da varlıklarını en aza indirerek, gücünü ve hegemonyasını devam ettirir. Topluluk ne kadar homojen bir yapıda tutulursa işler daha kolay yola sokulacağından ötekiyi daha da ötekileştirip yok saymak ve “biz” bilincini tüm vatandaşa giydirmek her devletin, egemenin uyguladığı bir yöntemdir.
İşte “the isn’t people” kavramı bizi etnisite, dil ve söylemler, kadın olmak, erkeklik, homojenlik-heterojenlik, biz ve öteki gibi birçok sorunlu alana götürüyor.
Proje Koordinatörü:
Sevcan Aytaç Sönmez
Video Art Sanatçıları:
Adil Yirmibeş
Aslı Büyüközer
Enes Tural
Ekim Tibetcan Alpman
Gün Biçer
Hale Satıcı
Ozan Ünlükoç
Yeşim Çakır
Grafik Tasarım ve Küratör:
Gizem Oktay
Açılış: 15 Mayıs 2012 Saat:19:00
K2V (Eski Galeri A) Cumhuriyet Bulvarı No:262 Alsancak