(Müzisyen ve anlatıcı Momus, Honda reklamlarıyla ilgili ilginç bir eleştiri yazmış. W+K London ise buna istinaden bir yazı eklemiş bloguna. Araba reklamları ve son zamanların en başarılı reklam filmlerinden Honda Civic ve Grrr için yazdıkları okunmaya değer.)
Araba reklamlari. Iyi olduklari zaman daha da beterler, degil mi? Cünkü, iyi olduklari zaman bize hassas bir noktadan dokunduklarinda (dogaya veya cocuklara veya sanata olan sevgimiz gibi) sadece arabalarin o temel kötülüğü hakkinda yalan söylemis olmuyorlar, ayni zamanda cercevenin icine cektikleri iyi seyleri de lekeliyorlar. Ve ben bunu, kendi müzigi bir araba reklamindan cikan ve ajanstan kar saglamis biri olarak söylüyorum!
Kötücül ve ustaca olmasindan öte, araba reklamlari bize kültürel degerleri anlatir. A evet! Dünkü ders amacli forum yazisindan (The difference makes a difference) sonra bundan o kadar kolay kurtulabileceginizi sanmayin.
Iki tip araba reklamina bakiyordum. Hepsi de internette mevcut. Ilk tip Ingiliz. Evet, bunlar benim sevdigim, sonra nefret ettigim ve terkettigim ülkeden. Ve bu reklamlar, sürgün oldugumdan beri Ingiliz kültürüyle iliskilendirdigim nefreti ve sahtekarligin hepsini gösteriyorlar.
Simdi, bunlar iyi-kötücül reklamlar. Eminim ki daha bir sürü, üzerinde yorum yapilmaya degmeyecek olan kötüleri de vardir. Bunlar (hepsi Honda icin, ve hepsi de Wieden+Kennedy’ye ait, ki ben bu ajansa da is yapmistim, müzik de araba sirketleri icin degil, Nike icin olmus olmasina ragmen) ödül kazandilar. Ilki, Honda Civic icin olani ve bir araba otoparkinda bir tür Fluxus korosunu gösteriyor. Daha cok korkutucu görünen kel maestro (“uzmanlar” tarafindan Bati’nin hiyerarsi ve liderlik sevgisinin tipik bir imaji icinde) koroyu yönetmekte. Bu grup ise sarki söylemek yerine Honda Civic’in dünyayi dolasirken cikardigi tüm sesleri taklit ediyor.
Simdi, burada, maestronun, motive edici bir “bakis”la (reklam ilerlerledikce ve sonunda asagi ve yukari ziplarken, koro üyeleri de emirlerine uymaya cabalarken daha fazla manik görünüyor) Irak’taki isgali hakli göstermekte olan kel bir Tony Blair’e benzemesinden öte, burada beni sinirlendiren sey asil Fluxus korosu fikrinin aslinda iyi bir fikir olmasi. Tomomi Adachi’nin Royal Chorus’unu hatirlatiyor bana, ki yönetmenin bunu duymus ve araklamis olabileceginden süpheleniyorum. Son sahne de, bir nevi “takim liderimizi iyi takip etmedik mi?” siritisi, ki bütün bölümleri birlestiren (talimat veren ustanin talimatlarina uyan ve seyircilerden müzisyenler), ve grubun bir araba otoparkinda olmalarina ragmen hakettiklerini düsündükleri alkisin yerini alan siritis.
Bu reklamin Tomomi Adachi’ninkinden arak olup olmadigindan cok emin degilim ama 2004 Honda Cog tamamiyle Fischli and Weiss’in 1987 ürünü “The way things go”’sundan tamamiyle calindigindan eminim. Bir nesnenin digerini ittigi, kimyasal reaksiyonlarin tetiklendigi, plastik bantlarin yandigi, tek, kesintiye ugramamis, o sasirtici uzun domino etkisini gösteren reklam. Bunun aynisi Honda reklaminda oluyor, bir noktada CGI yaparak hile yapmalari haric.
Son olarak, yine bir ödül almis Honda reklami, “Grrr”. Müzik esas olarak “Don’t worry, be happy”, ses Garrison Keillor’a benzemeye calisan birine ait, imaj, hic ikna edici olmayan, en büyük düsmanlarina, dizel motora karsi oynayan tavsanlar ve mavi kuslar, mesaj ise “Bir seyden nefret et, daha iyisini yap!”.
Böyle bir slogani Japonya’da düsünmek neredeyse imkansiz. Japon araba reklamlari (bunlardan bir kismi var su baglantida), kisa, enteresan ve basarili bir sekilde sirin. Sasirmaya gerek yok gercekten. Ama sahtekarligin olmamasi ferahlatici.
Yani, burada nefret edilecek otoriter orkestra sefleri yok. Onun yerine Mazda Demio icin, arabasini evinin icinde tutan bir kiz var. Bazilari tuhafligini sinir bozucu bulabilir, ama bence seksi. Bu reklamda ayrica müzigin konusmayi nasil takip ettigi de hosuma gidiyor. Eskiden, her türlü sesi notlara dönüstüren bir program kullanirdim: bu insanlar konusulanlari notalara ceviriyorlar. Cok sirin, sekilci!
Mazda MPV commercial bircok cocuktan ilkine sahip: Zoom Zoom cocuk, araba sihrinin bir cesit Harry Potter’i. Japonya’da arabalar korumacidir: sadece dogal yesilligi degil – hepsi “eko”, ya da olduklarini iddia ediyorlar – ayni zamanda kücük ve kolay incinir her seyin dost korumasidirlar. Burada yol öldürmek yok, sadece karizmatik Fransizlar tarafindan isgal edilmis narin metal rahimler, tuhaf davranisli bekar 30 bir sey kadinlar ve cocuklarini sakinlestirmek isteyen ebeveynler var.
Sirin-eglenceli, tuhaf, aci, Toyota Fun Car reklamlariyla Dada boyutlarina ulasiyor. Ilkinde, Alpler’de bir coban, Toyota’sinin üzerinden atlayan koyunlari sayarken uyuyakalir. Bir lale tarlasini yarip gecer (yüzde oranlari üstte parlarken), sonra da arabanin kapisi carpmadan önce Latin asigi tarzi tip oturma düzenine bakar.
Ikincisinde, kücük bir kiz mizika calar, sonra ise alisverisine eve götüren bir kadin Süpermen’i arabanin arkasinda kiyafetlerini degistirirken görür. Sanirim arkadasca yapisi ve halka hitap eden özellikleri, Süpermen’in telefon kulubesi yerine yanlislikla Toyota’ya girmesine sebep olmus. Yapilabilecek kolay bir yanlis.
Japon reklamlarini Ingiliz olanlarina tercih etsem de ( daha narin ve insanca geliyor bana), iki tip reklam grubunda da beni rahatsiz eden bir sey var. Sadece kismen ilginc ve taze olan yaratici fikirlerin baska ortamlardan calinmasi degil beni rahatsiz eden sey, pozitif görüntülerin yagmalanmasi ve kirletilmesi de. Kocaman bütceleri ile, bu reklamlar fikirleri güclü sekilde ifade edebiliyorlar. Bazen bu fikirler coktan baska sanatcilar tarafindan ifade edilmis de oluyor ve sanatcilara istihkak edilmeden de yapiliyor bu. Bazense sanatcilarin gelecekte ifade etmek isteyebilecekleri fikirler oluyor.
Daha once “Arkadasca Albüm” kod adli bir album üzerinde calistigimdan bahsetmistim. Bu albümü planladigimda aklimda olan fikirlerin bazilari Fluxus korolari, konusmayi takip eden müzik fikri, dogal ve cevre-dostu görüntüler, cocukca nese, destekleyici feminine duygular ve dayanisma ile ilgiliydi. “Don’t worry, be happy” sarkisini bile aklimda bir cesit sablon olarak düsünmüstüm. Ve simdi görüyorum ki, bu seylerin insanlara hatirlattigi seylerden biri, her sey biraraya getirildiginde bir araba reklami olacak.
(Çeviri: Burcu Dicle Yıldız)