Geçenlerde şurada gördüğüm ve anlamaya çalıştığım “NFT nedir?” başlıklı tweet dizisini gördüğümde kesinlikle Elma’da olması gerektiğini düşünmüştüm. Sağolsunlar, Happy People Project’te Dijital Strateji ve Medya’nın başında olan Öncü Gülmez ve yine HPP’de Jr. Stratejist olarak çalışan Aybüke Uysal büyük bir destek vererek bu tweet dizisini Türkçe’ye çevirdi. Konu hakkında bilgisi olmayan, olup da henüz emin olamayanlar için güzel bir kaynak olduğunu düşünüyoruz.
—-
Tanımlamakla başlayalım;
Bu bir markalama sorunudur, çünkü hiç kimse NFT’lerden önce non-fungible (değiştirilemez/takas edilemez) kelimesini kullanmıyordu. Fakat şimdi, buna sıkışıp kaldı. Bu yüzden de NFT isimlendirmesinin işe yaramasını sağlamamız gerekiyor. Önce non-fungible kısmına değinelim; non-fungible’ı anlayabilmemiz için önce fungible’ı (değiştirilebilir/takas edilebilir) anlamamız gerekir. Oxford English Dictionary bu kelime için “(münferit bir numune belirtilmeden sözleşmesi yapılan mallar için) değiştirilebilir veya başka bir özdeş öğe ile değiştirilebilir; karşılıklı olarak değişim yapılabilir.” tanımını kullanır.
Önemli bir gözlem; hayatta çok az şey fungible’dır. Etrafınıza bir bakın. Sofranız, sandviçiniz, karınız-kocanız, çocuğunuz, köpeğiniz, akvaryum balığınız, bitkiniz, komşunuz, arabanız, tişörtünüz… Hiçbiri değiştirilemez/takas edilemez. Yani hepsi non-fungible.
Fungible nesnelerle çoğunlukla değiş tokuşun/takasın, işleri verimli hale getirmek için bir basitleştirme yöntemi olduğu finansal konularda karşılaşıyoruz. Broker’ınızdan (alım ve satım işlemlerine belli bir komisyon karşılığı aracılık eden kişi) Google’ın 10 hisse senedini satın alırsanız, hangi 10 hisseyi satın aldığınızı umursamazsınız, çünkü hepsi “karşılıklı olarak değiştirilebilir”. Bir şarküteriye gidip krem peynirli bir simit alırsanız ve nakit ödeme yaparsanız ne siz ne de şarküteri sahibi ona hangi 5 dolarlık banknotu verdiğinizi umursamaz. BTC ve ETH için de aynı durum söz konusudur.
Fakat, burada bir yanlış yapıyoruz. Banknotlar aslında non-fungible nesnelerdir. Sol üstteki seri numarasına bakın. Bu, size banknot hakkında her türlü şeyi söyleyen benzersiz bir tanımlayıcıdır.
Google hisseleri de numaralandırılmıştır.
Banknotlar ve şirket hisseleri hakkında şu şekilde düşünmek daha doğru:
1) Bunlar aslında non-fungible finansal araçlardır.
2) Toplum bunları fungible gibi görme alışkanlığını elde etmiştir.
Para, esas olarak kara para aklamayla mücadele düzenlemeleri nedeniyle, gerçekten fungible değildir. Banka şubenize nakit 1 milyon dolar götürmeye çalışın ve bunun ne kadar fungible olduğunu görün. Veya Kuzey Kore’ye/Kuzey Kore’den USD kablolamayı deneyin. Hatta ABD’den uzak bir pazarda yırtık bir banknot alıp satmayı deneyin.
Peki ya tahıl? Bu başka bir fungible maldır. Elbette, kolaylık sağlamak için fungible olarak değerlendiriyoruz, ancak aslında kesinlikle non-fungible. Silodaki her bir buğday tanesini hızlı bir şekilde analiz edebilecek teknolojiye sahip olsaydık, hepsinin farklı olduğunu görürdük.
Dolayısıyla, IRL fungible (gerçek hayatta değiştirilebilir/takas edilebilir) nesneler hakkında düşünmenin kesin yolu şudur:
1. Bunlar aslında non-fungible nesnelerdir.
2. Kolaylık sağlamak için değiştirilebilir olarak ele almaya karar verdiğimiz nesnelerdir
3. Bu durumlar, onları non-fungible tanımlamak zorunda olduğumuz zamanların dışındadır.
Hemen hemen her şey aslında non-fungible. Tarihin farklı bir zamanında, NFT’leri sadece “token” (çip para) olarak adlandırsaydık, onların fungible olmasını istediğimiz durumlarda FT’leri “”fungible tokens”) icat etmiş olurduk. Fakat bugünkü durum farklı.
Peki, kripto bağlamında non-fungible token ne anlama geliyor? Çok basit bir numarası var. Bu ArtBlocks sözleşmesinden Fidenza #313. URL’nin sonundaki “313”ü görüyor musunuz? Bu, “313” ile biten bir token numarasıdır.
İşte 6529 Müzesi’nin 313’ü satın aldığı tx’in Etherscan’i. Gördüğünüz şey, iki cüzdanın değiştirilmesi: [1.000 Ether tokens] için [1 Art Blocks token 78000313]
Aşağıdaki şu Fidenza Token 312‘yi inceleyin.
Veya şu Fidenza Token 314’ü.
Kısacası; NFT’ler sadece numaralandırılmış token’lardır. #312, #313’ten farklı bir sayıdır, o da #314’ten farklı bir sayıdır. Bu kadar basit.
Tamam, ama sanat nerede? Ne sanatı? NFT’ler token’dır. Token’lar sadece “sanatı” değil, her şeyi temsil etmek için kullanılabilir. Ben, 100 6529PartyTokens verebilir ve “Kimde varsa, Cumartesi gecesi partime gelebilir” diyebilirdim. Ek olarak, sayı ne kadar düşükse, sıraya o kadar fazla öncelik verirsiniz.
Kulağa aptalca gelebilir, ama çok derin. NFT’ler token’lardır. Ethereum cüzdanınızda satın aldığınız, sattığınız, sakladığınız şey token’dır, başka bir şey ya da daha fazlası değil. Bunu anladığınızda, aslında NFT’ler hakkında her şeyi anlayacaksınız.
Fidenzas’a dönelim. Bu belirli/özel Ethereum sözleşmesindeki belirli/özel jetonların gerçek ve orijinal Fidenza token’ları temsil ettiğini nasıl bilebiliriz? Çünkü @artblocks_io (platform) ve @tylerxhobbs (sanatçı) öyle söylüyor. Bu kadar da basit.
Peki ama sanat nerede? Bu, uygulamaya göre değişir. Çok merkezilikten daha az merkeziliğe doğru sırayla gidelim. Bir NFT token’ınının, URL olarak düşünebileceğiniz bir URI’si (Uniform Resource Identifier – Değişmeyen Kaynak Tanımlayıcı) vardır.
Bir NFT’nin en merkezi uygulamasında, bu URI oluyor, birinin sanat eserinin görüntüsünü içeren web sitesine işaret ediyor. Yani buradaki model;
1. Bu token
2. Bu URL’ye işaret ediyor
3. Bu URL’de bu JPG var
Bir dakika… Bu kulağa sahte mi geliyor? Bir URL mi satın alıyorsunuz? Hayır, bir URL satın almıyorsunuz. Bir sanat eserini ve token özgünlük sertifikasını satın alıyorsunuz. Tıpkı 6529PartyToken satın aldığınızda URL’deki barın adresine sahip olduğunuz gibi, bir URL satın almadan barda keyifli zaman geçirmeyi satın alıyorsunuz.
Birkaç yıl önce bir Andy Warhol Tomato Soup Cans bastırdım. Fakat her yerde posterler, replikalar, sahte Warhol baskıları vb. var. “Orijinaline” altı rakamlı bir ücret harcadığımı nereden biliyordum? Kripto dünyasından geliyorsan endişe duyabilirsin.
[Galerideki adam] Bakın, bu arkadaki Andy Warhol’un imzası.
[6529 (yazar)] Harika! Ama bu imzanın gerçek olduğuna nasıl inanacağım?
[Galerideki adam] İşte galerimin gerçek olduğunu söyleyen kağıt parçası.
[6529] Nereden biliyorsun?
[Galerideki adam] Biz en iyi galerilerden biriyiz, vb.…
Kripto grafik imzalara alışkın olanlarda, bir parça kağıt ve biraz el sallamak, altı rakamlı bir meblağ harcamak için son derece endişe verici bir onay. Ama ben çorba konservesi istedim, galeri yasaldı, yutkundum ve toplumsal mutabakatın gerçek olduğunu düşünerek satın aldım.
IRL sanat dünyası standartlarına göre, NFT sanatının kaynak güvenceleri o kadar iyi ki, @tylerxhobbs & Fidenzas’ı tanıyan yüz binlerce, yakında milyonlarca, yüz milyonlarca insan olacak.
Tyler ve ArtBlocks yarın uzaylılar tarafından ele geçirilse bile, Fidenzas’ın hangi sözleşmeyle imzalandığını hiçbirimiz unutmayacağız. Şeffaf olmayan bir güvenceye inandığımız domates konservelerinden farklı olarak, herkes hangi cüzdanın Fidenza 313 token’ına sahip olduğunu kontrol edebilir.
Peki, sanatın olduğu yere geri dönelim. Merkezi bir web sitesine işaret etmek tamam, ama harika değil. Neden harika değil? İdeal olarak birisi web sitesini uzun süre çalışır durumda tutmalıdır ve insanlar bu konuda kötüdür.
URI neden kullanışlıdır? Aşamalı olarak metaverse benzeri otomatik hizmetler için kullanışlıdır. @opensea ve @oncyber_io‘nun web sitelerinde/galerilerinde ne gösterileceğini bilmelerinin nedeni URI’yi takip etmeleridir. Site çökerse, otomatik sistem başarısız olur.
Kulağa kötü mü geliyor? Evet, bilinmez sanat için kötüdür. Geniş ve pratik bir toplumsal mutabakatın olduğu ünlü bir sanat eseri için olsaydı, önemli olmazdı. İnsanlar sanatın bir kopyasıyla başka bir yere bağlanır ve hayat devam eder.
Bundan daha iyisi ne? Sanatın kendisini merkezsiz yapmasından bir sonraki adım, URI’yi bir web sitesi yerine IPFS (Gezegenler Arası Dosya Sistemi) gibi merkezi olmayan depolamaya yönlendirmektir. Artık ayakta kalmak için tek bir web sitesine mahkum değilsiniz ve alıcı dahil herkes bunu kopyalayabilir.
Kulağa kötü gelebilir, çünkü bilinmezlik sanat için uygun değil. Geniş ve pratik bir toplumsal mutabakatın olduğu ünlü bir sanat eseri söz konusu olursa, önem teşkil etmez. İnsanlar sanatın bir kopyasıyla başka bir yere bağlanır ve hayat devam eder. Sanatın kendisini merkezsiz yapmasından bir sonraki adım, URI’yi bir web sitesi yerine IPFS (Gezegenler Arası Dosya Sistemi) gibi merkezi olmayan depolamaya yönlendirmek. Artık ayakta kalmak için tek bir web sitesine mahkum değilsiniz ve alıcı dahil herkes bunu kopyalayabilir.
IPFS veya Arweave’e işaret eden URI’lerin uzun ömür güvenceleri sayesinde bu adımın son derece iyi olduğunu düşünüyorum. Parçalar önemliyse, insanlar onları pin’leyecek ve canlı tutacak. Piyasa standardı da bu olmalı. Sonrasında sanatı zincire koyabilirsiniz- gerçek sanatı Ethereum blok zincirinde saklamaktan bahsediyorum. Muazzam. Çok pahalı olabilir, çünkü binlerce kopyasını yaratıyorsunuz. Uzun ömür güvenceleri olacağından, hayatta kalmaları için sadece ETH’ye ihtiyacınız var.
Bu sadece prosedüre bağlı veya vektör tabanlı sanat için pratik, dolayısıyla dosya boyutu olabildiğince küçültülebilir. Maliyeti nedeniyle fotoğrafçılık için işe yaramayabilir. Ama havalı ve niş bir yaklaşım. The 6529 Gradients her ikisini yaptı (IPFS ve zincirde). Her gradyan için SVG (vektör dosyası) blok zincirinin kendi içine yazılmış. URI, IPFS’de işlenmiş bir resme işaret ediyor.
Sanatın uzun ömürlülüğü için şöyle düşünüyorum:
Merkezi web sitesi: Harika değil, sosyal fikir birliği nedeniyle önemli sanat eserleri için çalışabilir.
Merkezi olmayan depolama: Çok iyi!
Zincir üzerinde depolama: Harika, ancak yalnızca belirli durumlarda kullanılabilir.
Zincir üstü + merkezi olmayan depolama: “Nerd” modu
Her şey bu şekilde halledilebilir.
Hadi saçma sapan şeylerden bahsedelim.
“Sağ Tıkla, Farklı Kaydet”
Satın aldığınız şey; orijinallik sertifikası, token ve güvenlik teminatları. Bunlar IRL sanatından sonsuz kat daha güçlü. Sahtesini yapmak / aldatmak mümkün değil.
Fidenza 313’ü sağ tıklayarak kaydetmek Warhol Soup Can’i sağ tıklayarak kaydetmek gibi. Bilgisayarınıza bir Warhol indirebilirsiniz. Online bir poster satın alabilirsiniz. Bir kopyasını yazdırması için birini görevlendirebilirsiniz. Ama bu şekilde orijinal bir Warhol baskısına sahip olamazsınız.”Fidenza’yı taklit edebilir misin?” ve “Warhol’u taklit edebilir misin?” soruları arasındaki temel fark Fidenza’yı taklit etmenin sonsuz kat daha zor olması. “Satın almasalar bile herkes senin Fidenza’nı görebilir.” diyebiliriz. Bu durum insanlara garip geliyorsa, aslında bu insanlar, sahip olmadıkları her türlü sanat eserini görebilecekleri ama satın alamayacakları bir “müzeyi hiç duymamışlar.
“NFT’lerin şu sorunu çözdüğü bir gerçek;
“Birisi sanatçıya ödeme yapar, ona sahip olur” ve “Dünyadaki herkes o sanat eserini görebilir, tadını çıkarabilir.” Bu, dünyaya, sanata, kamusal mallara ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yönelik büyük bir atılım. Tersi durumu düşünerek bunu onaylayabiliriz. Dünyadaki tüm zenginlerin tüm sanat eserlerini satın aldığını ve Cenevre’deki bir liman deposunda saklamak için bir araya geldiğini hayal edin. Bu alkışlanacak bir şey mi yoksa korkulacak bir şey mi? Tabii ki korkulacak. Sanatı başkalarından saklamak için satın almam/toplamam. Warhol’umun aynı anda sadece tek bir yerde olabilmesi ve herkesin onu görmesine izin verilmesi bir özellik değil, bir yazılım hatası. İstersem Fidenza hem online ’da hem de duvarımda asılı olabilir.
“Ama NFT sanatının telif hakkına sahip değilsin.” Tabii ki satın aldığım Warhol Soup Can’in telif hakkı bana ait değil, Warhol malikanesinin de öyle. Ayrıca kitabını Amazon’dan satın aldığımda Harry Potter serisinin telif hakkına da sahip olamam.
Önemli olan şeyleri özetleyelim:
1. Her şey non-fungible’dır.
2. Token NFT’dir.
3. Bir token her şeyi temsil edebilir (sanat sadece başlangıçtır).
4. NFT’lerde aslını yani menşeini görmek mükemmeldir.
5. NFT’lerde özellikler ardı ardına gelir; ancak IRL biraz hataya elverişlidir.
Not: Bir süredir ben NFT dünyasında işlerimle arz-ı endam ediyorum. İlgilenenler için Opensea & Foundation.