Çalışmalarını bağımsız olarak sürdüren yaratıcı yönetmen ve tasarımcı Örgüt Çaylı, Kılıçdaroğlu kampanyasına alternatif olarak farklı bir bakış açısıyla, kişisel sosyal medya hesaplarından yapay zeka destekli bir kampanya yürütüyor şu sıralar. Bizde bunu neden ve nasıl yaptığını merak ettik ve bize işlerle ilgili kısa bir bilgi verdi.
“Kılıçdaroğlu’nunki dahil, bu seçimde de iyi düşünülmüş ve tasarlanmış bir kampanya göremedim. Mesela “Yine Baharlar Gelecek” çıkış noktası olarak doğru. Müzik seçimi isabetli. Kampanya reklam filmleri duygusal ton olarak başarılı ve kalbe dokunuyor. Ama yeterli değil. Daha yenilikçi yönetmenlerle çalışılarak daha cesur, dalga dalga büyüyen ve heyecan yaratan filmler de yapılabilirdi.
Ülkemizde, özellikle siyasi kampanyalarda vasat yaratıcılık ve kötü tasarımla daha geniş kitlelere hitap edileceği yönünde yaygın bir görüş var. Bir şey daha iyi tasarlanırsa mesela köylülerin anlamayacağı düşünülüyor. Oysa ki artık Anadolu’daki köylülerin de cebinde iPhone var ve bizim karar verici süper zekaların tahminlerinden çok daha fazla dünyayla iç içeler. “Bu tilifon çok iyi tasarlanmış gardaş, biz bunu almayak” demiyorlar.
30 Nisan akşamı, yayımdaki kampanyaya çok bayılmadığım için “Kılıçdaroğlu’nun kampanyasını ben yapsaydım nasıl yapardım?” diye biraz düşünerek bilgisayarımın başına oturdum. Sonra bir baktım sabah olmuş.
“İşte kampanya böyle yapılır” demek için değil, daha farklı neler yapılabileceğine dair fikir verme amacıyla ürettim. İllüstrasyonlar için Midjourney kullandım. Birkaç saat içinde farklı prompt’lar deneyerek 280 civarında alternatif ürettim ve seçtiğim görselleri photoshop’ta hafifçe modifiye ettim. 1 Mayıs sabahı da tüm sosyal medya profillerimden paylaşmaya başladım.
Türkiye’nin geleceğinin oylanacağı bu kritik seçimde de, 2017 Anayasa Referandumu’nda olduğu gibi otonom kampanyaların ortaya çıkmasını bekliyordum, ama pek de öyle olmadı galiba. Oysa ki reklamcıların çok sevdiği tabirle “ödüllük iş” yapmanın tam zamanıydı. Üstelik kazanılacak olan kimsenin umurunda olmayan bir heykelcik değil, özgür ve demokratik bir ülke. Belki herkes benim gibi son 20 yılda olanlar yüzünden çok yorulmuştur. “Sessizce Kılıçdaroğlu’nu seçip dağılalım, bu mesele de bitsin gitsin” denmiştir.
Unutmadan, elbette oyum Kılıçdaroğlu’na..”