5 yıl önce kurulan Plasenta kurumsal kimliğini yeniledi. Biz de Elma+Alt+Shift olarak neden diye sorduk, güzel cevaplar aldık.

—

Cem Batu: 5 yıl önce “konuşan ve konuşturan” işler yapma vizyonu ile Plasenta’yı kurduk. Tam da bu yüzden sektöre “conversation agency” kavramını getirdik. Bize sorsan kısaca muhabbet ajansıydık. Ne yapıyorsunuz diyenlere “insanları yürüyen mecralara dönüştürüyoruz” derdik. Ana iş kolumuz sosyal medyada markaların varlıklarını yönetmek, sosyal medyada konuşulanlar üzerinden aksiyon alınabilir içgörüler yaratmak ve gerçek zamanlı pazarlama yaklaşımı ile tüketicilerin karşısına etkileşim yaratabilen doğru içerik ile çıkabilmekti.

Bu 5 yıl içerisinde artık erkan ve mecra bağımsız fikirler üreten ve uygulayan, tüm iletişim mecralarını kapsayan büyük kampanyalar yöneten kreatif bir ajansa evrilirken, diğer yandan da global fırsatları değerlendirerek daha fonksiyonel yetiler de kazanan bir ajans olma dönüşümü yaşadık. Yaptığımız iş değişmedi, yani hala insanları markaların mesajını ileten yürüyen mecralara dönüştürmek amacımız, ama yapış modelimiz ve ortaya koyduklarımız değişti. Hala sivri işler yapan ama biraz olgun insanlar olduk belki de. Bu yüzden logomuzu değiştirmek istedik, bizi ve yaptıklarımızı yansıtması gerekiyordu.

Büro’nun kurucusu olan dostumuz ve komşumuz İlker Zaharya’yı aradım. Bana birini tavsiye eder misin dedim. “E biz yapalım” dedi. “Ne kadar istiyorsun” dedim. “Websitesi” dedi. E daha bizim websitemiz yok ki dedim, jpg duruyor öyle (bir zamanlar cool’du bizim için müşteri listesinden oluşan tek bir jpg) :). “Yaparsan websitemizi, alırsın logonu” dedi.

8 milyon dolar lafı geyik olabilir ama benim için İlker ve Esra’nın yaptığı işin değeri gerçekten öyle. Ama tabii sonuçta 8 TL’lik bir websitesi template’i ile kendilerine cevap vereceğiz. Bir de Esra’ya Brezilya bileti sözümüz var; onu da 4 yıl sonrası için alıp 89 TL’ye olayı kapatmayı düşünüyoruz.

Logonun hikayesini, yaratıcısı olan Büro Kreatif Direktörü Esra Ayas’tan dinlemek gerekirse:

“Plasenta’nın işlerindeki yaklaşımı genel olarak etkili fikirler bulmak ve bunları en yalın, en güçlü şekilde hayata geçirmek. Logonun da bu tavrı yansıtmasını istedik.

Zamansız ve yalın bir tasarım anlayışına, aynı zamanda kendine has bir duruşa sahip olmasına özen gösterdik. Amblem kısmında Plasenta’nın her türlü yeni fikre, yeni üretimlere açık bir anlayışı olduğunu anlatmak için kare bir alan içinde nefes alan boşluklar yarattık. Logotype kullanımında da aynı espriyi taşıdık.

Tipografi kullanımında abartıdan uzak, modern bir font seçimine gittik ve gri renkle de logomuzu tamamladık.”