“HIZLI ARAMA İÇİN ETİKETLER”

BU SENE CANNES LIONS’TA DİKKAT ÇEKEN İŞLER

18 – 24 Haziran’da düzenlenecek Cannes Lions 2016 oldukça büyük bir katılımla gerçekleşiyor. Contagious ve Insider ekipleri, gözden kaçırılmaması gereken işleri ve bu prestijli öldülü neden almaları gerektiğini listeledi.

The Boys

Melbourne Clemenger BBDO imzalı olan bu işi televizyondan billboardlara kadar yaymak ‘yürek’ ister. Avustralyalı iç çamaşırı markası Bonds için hazırlanan “The Boys” bireysel olarak tanınan Rob ve Dennis’den oluşan iki testis. Video bu iki testisin bir kızla konuşulması için beyni ikna etmeye çalışırken, bisiklet sürüşünün sert gerçeği ve en önemlisi Bonds iç çamaşırı giyildiğinde yaşadıkları rahatlık gibi farklı durumlardaki hallerini gösteriyor.

Aynı kampanya dahilinde yapılan dijital billboardlar anlık hava durumunu gösteriyor ve testisler buna tepki veriyor. Hızlı rüzgar estiğinde onlar da asıldıkları yerde sallanıyor ve hava soğuduğunda dev billboardun en üstüne çıkıyorlar. Zekice hazırlanmış bu detayları Cannes’daki jüriler de kaçırmayacaktır diye düşünüyoruz. (Part 2)

Imagine The Possibilities

Barbie’nin kampanyası için hazırlanan video insanların ifadelerini gizli kamerayla gerçek kesit şeklinde yansıtıyor. Ekim ayından beri 21 milyon kere izlenmiş olan bu başarılı videoda küçük kızları olmak istedikleri mesleklerde yani iş kadını, veteriner ve futbol antrenörü görüyoruz. New York ve San Francisco BBDO imzalı kampanyada asıl vurgulanmak istenen ise, bir kız çocuğu Barbie ile oynadığında gelecekte olabileceği her şeyi hayal etme imkanı bulması.

Oyuncakların bile cinsiyet rollerine göre ayrılması ve Barbie’nin hedefinde sadece kız çocuklarının olması yeterince kötü olsa da, bu filmle birlikte Barbie’nin sadece denizkızı veya masal prensesi değil aynı zamanda astronot, doktor ve girişimci olduğu da vurgulanıyor. Barbie bu kadar fazla işi yapabiliyorsa kız çocuklarına da istedikleri her şeyi yapabileceklerini aşılamayı hedefliyor.

McWhooper

Y&R New Zealand tarafından yaratılan bu cesur iş “Peace Day” adı altında dünyanın en büyük rakip iki markasının bir günlüğüne savaşı bırakıp ortak çalışma yapmasını planlıyordu. Burger King kabul etti fakat McDonald’s bu teklifi geri çevirdi. Yine de bu kampanya medyada 138 m$ kazandı, 8.9 milyar medya etkisi oldu ve Burger King’in satışlarını %25 artırdı.

Bu iş sadece rakamsal sonuçları için değil, planlama düzeyinin çok iyi olmasından da ödülü kazanmalı. Burger King en meşhur hamburgerinin kontrolünü bırakmaya cesaret etti ve McDonald’s’ın da aynı şeyi yapması için bir anlamda meydan okudu. Gerçek zamanlı şirketler arası bu tip düelloları takip etmek her zaman heyecan verici olmuştur.

Marriage Market Takeover

Daha önce şurada yazdığımız bu iş, Çin’de yirmili yaşlarının sonuna gelmiş ve henüz evlenmemiş kadınlar için kullanılan “Leftover” yani “evde kalmış” terimi üzerinden hazırlanan bir kampanya. Bu kadınları evlendirmek için ailelerin gittiği Şangay’daki evlilik pazarını ele geçiren kozmetik markası SK-II, damat adaylarına özgeçmişleri yerine yalnız ve güçlü duran kadınların fotoğraflarını asıyor ve onların özgürlüklerini gururla sunuyor. Forsman&Bodenfors tarafından hazırlanan film posterdeki kadınların ailelerinin yaşadığı duygusal anları görüntülüyor.

Kampanya videosu bir ay içinde dünya çapında 37 milyon izlenme, 7 milyon sosyal etkileşim ve 2,000’in üzerinde medya kanalında yayımlanma başarısına ulaşıyor. Bu kadar köklü ve üzerinde konuşulmayan bir kültürü su yüzüne çıkardığı için büyük bir kitle tarafından takdir edildi ve bireysel özgürlük savunucusu olduğu için de ödüle layık olması gerektiğini düşünüyoruz.

REI #OptOutside

Açıkhava giyim markası olan REI, Amerika’nın aptalca alışveriş yaptığı “Black Friday” çılgınlığına karşı çıkan ilk marka olmasa da, delilik sınırlarını en çok zorlayanlardan biri. Black Friday günü müşterilerini alışveriş merkezleri yerine açıkhava aktivitelerine davet eden, hatta o gün 12,000 çalışanına ücretsiz izin verip dükkanlarını kapatan bir marka. #OptOutside videosunda REI’nin CEO’su Jerry Stritzke dağın tepesinde kendi ofisinde otururken “dışarda geçirilen bir hayat iyi yaşanmış hayattır” fikrini sunuyor.

San Francisco Venebles Bell & Partners tarafından yürütülen kampanya basılı yayınlarında müşterileri bir mikrositeye yönlendiriyor ve lokasyonuna göre yakındaki park ve doğal yerleri gösteriyor. Kampanyaya katılan ve dışarda olmayı seçen insanlar da fotoğraflarını yükleyerek aktivitelerinin sosyal medyada yayılmasını sağlayabiliyor. “Green Friday” alternatifi için güzel bir başlangıç.

The House of Clicks

Prime PR Stockholm tarafından Hemnet için hazırlanan kampanya dahilinde 3 boyutlu ev modellerinin olduğu bir websitesi yapıldı. İsveç’in en rağbet gören evini belirlemek için 86,000 maket ve 200 milyon tıklanma rekoru kırıldı. İsveç’in en büyük ev kiralama ve satın alma sitesi olan Hemnet, en çok tıklanan evlerin imaj analizleri, metrekareleri, oda sayısı ve banyo yüzey materyalleri dahil olmak üzere oldukça büyük bir data analizine girişti. Tüm bu dataları toplayarak tek bir mükemmel eve ulaşmaya çalıştı.

Taco Bell

Üç hafta önce Taco Bell tek bir günde 24 milyon kez görüntülenen bir içerik çıkarttı. Snapchat ile işbirliği yaparak bir filtre geliştirildi ve kullanıcıların kafası dev bir tacoya dönüştürüldü. Bunu da yıllık Meksika kutlama gününde Cinco de Mayo sırasında yayınladı.

Snapchat’teki bu filtrede ortalama geçen süre 24 dakika, yani insanlar çok eğleniyor ve bir tercih olarak tacoya dönüşmek gerçekten hoşlarına gidiyor demektir. Kullanıcı kontrolünde, eğlenceli ve paylaşılabilir başarılı bir reklam yolu.

Find Your Flow

İngiliz köpüklü içecek Lucozade’nın 60 saniyelik reklamının yönetmeni Nick Park, videoda hikayenin bütününden kopmadan muhteşem bir macera sunuyor. Teknik açıdan oldukça başarılı olan video her sahnesinde espirili bir dille kendini izlettiriyor.

Grey Londra “Lucozade size beyninizi çalıştıran glükoz enerjisi verir” şeklindeki uzun açıklamayı (ki kulağa çok kalorili geliyor), “Lucozade sizi akışın içinde tutar” şeklinde başarılı bir kısaltmayla sunuyor.

The Next Rembrandt

Nisan ayında ING Bank bilim ve sanat konusundaki fikirlerimizi değiştirecek bir kampanya yayınladı. JWT Amsterdam ve Microsoft işbirliği içinde Rembrandt’ın var olan resimlerindeki data kullanılarak yeni bir resim oluşturuldu. Oldukça karışık bu süreçte Rembrandt’ın tabloları 3D tarayıcıdan geçirildi, bu algoritmayı öğrenen bir makina ve boyalı 3D yazıcı ile oluşturuldu. Kampanya 1,400 makale ve 1.8 milyar medya etkileşimi oluşturdu. Bu teknik şu anda restore edilmesi gereken başyapıtlar için de kullanılıyor.

Fırça darbelerinden tekniğe kadar her şeyin detaylıca incelendiği ve dijital ortama aktarıldığı bu projeye başlarken ekip de ortaya ne çıkacağından emin değilmiş. Sonuçta ortaya çıkan şey bir patates kafa da olabilirdi, oldukça cesur şekilde projeye devam ettikleri ve başardıkları için ödül alabileceğini düşünüyoruz.
(Elma+Alt+Shift haberi.)

Watch the Stove

Hamburger Helper 2005’te Wikipedia’daki 1970’lerin geçici moda yemekleri arasında 3. sırada bulunuyordu. Bu sene Hamburger Helper’ın maskotu olan beyaz eldiven “Watch the Stove” adında bir hip-hop albümü yayınladı ve LA Times Music tarafından çok iyi eleştiriler aldı. Aslında albümün bu başarısı da şans eseri değil, hedef kitleyi belirledikten sonra marka Twitter’da sanatsal kalpler ve beyinler projelerine başladı ve maskotu için inandırıcı bir ses aramaya başladı. Bunu yapmak için de şirket içi ajansı General Mills’ Minnesota McNally Smith müzik okuluyla birlikte çalıştı. Bu yüzden Watch the Stove kulağa oldukça inandırıcı ve yeni geliyor. Tekrar sektördeki yerini aldığı ve Amerika’daki genç kitlenin kalbini kazandığı için de Titanium Grand Prix kazanmayı haketti.

Criola

Daha önce haberini yaptığımız Rio de Janeiro’daki sivil haklar kuruluşu Criola’nın ırkçı Facebook yorumları için yaptığı billboardlar da oldukça başarılı. W3hause ajansı tarafından yürütülen kampanya, yorum yapan kişilerin yakın oldukları lokasyonlardaki billboardlara onların yorumlarını asarak sanal ırkçılıkla gerçek sonuçları bağdaştırmada oldukça etkiliydi.

billboard-campaign-elmaaltshift

The Swedish Number

Stockholm’de The Swedish Turist Derneği, İsveç anayasasında sansürün kaldırılmasının 250. yılı şerefine bir kampanya hazırladı. Dünyanın herhangi bir yerinden aranabilen numarayla karşınıza çıkacak rastgele bir İsveçli ile politika, kültür, kadın hakları veya istediğiniz herhangi bir konuda konuşabiliyorsunuz. Kampanyaya İsveç başbakanı Stefan Löfven bile dahil olup karşısına çıkan insanlarla sohbet etti.

180 farklı ülkeden gelen 150,000 arama sayısına ulaşan kampanya 9 milyar etkileşim ve 146 milyon $ medya değerine ulaştı. Amerika başkanı Barack Obama da bir konuşmasında bu kampanyadan bahsetmişti.

#ComeSeekLive

Cruise seyahatleri genelde sıkıcı olarak adlandırılır. Bu önyargıyı yenmek için Royal Caribbean, Boston MullenLowe ile birlikte #ComeSeekLive kampanyasını yaptı. Periscope kullanılarak Royal Caribbean’in yaptığı seyahatlerdeki muhteşem anılar izlenebildi. Canlı yayın direkt Manhattan’da dondurucu soğuk varken billboardlarda yayınlandı.

Bu kampanyayla birlikte Periscope’taki yayınlara 362,000 katılım sağlandı, Periscope kanal takipçisi %52 arttı, Twitter’da 7.4 milyon etkileşim ve 91.8 milyon basılı etkileşim kazanıldı. Cruise seyahatlerinin sıkıcı olmadığı argümanını canlı videolarla, birebir deneyimlerle oldukça güzel yansıttılar.

Kaynak: Contagious