Aslında her şey çok güzel başlamıştı. Real Madrid, Chelsea, Bale, Suarez ve niceleri.
Ta ki 2 gün önce bir gece vakti YouTube’dan o notifikasyon gelene kadar. Bir heyecan tıkladım, açtım videoyu, oha hem de Oğuzhan, sonunda bu topraklara da gelmişti First Never Follows. Dayadım 1080p’ye sonuçta çekmiştir abiler, kocaman kampanya, kafamda uçuşan blah blahlar belki enteresan animasyonlu kartallar, kartal sesleri çığlıkları hatta. Bastım play’e, ama basmaz olaydım dostlar.
Sanki Adidas videosu değil Fatih Terim’in basın toplantısı. Kapadım, hatta komple kapadım telefonu. Ayakkabı dolabıma gittim, 15 yıllık Superstar’ımı çıkarıp masaya koydum ve “Anlat” dedim. ”Sorun para mı?” diye sordum önce, sonuçta para bulunur bir şekilde. “Aman sağlık olmasın da” diye ekledim. Sağlık önemli çünkü, sıhhatli zihin şart. Cevap veremedi. Sessizce dolaptaki yerine koydum ve uzaklaştım.
Sadece 1 gün geçmişti. Olanları unutmak için içmeye gittim. Hafiften keyfim yerine geldi derken o da ne, yeni bir notifikasyon daha. Tutamadım kendimi bastım yine üzerine hunharca. Bu bir özür olmalıydı. Birileri uyandı diye düşündüm.
Yanılmışım. Karşımda oturan arkadaşıma çıkıştım, “Neden lan” dedim. “Kamera aynı kamera değil mi? Bizim elektriğimiz elektrik, güneşimiz güneş, ışığımız ışık değil mi? Biz taş mı yedik büyürken, ne oldu bize abi söyle?”. Uzaklara baktı arkadaşım, rakısından bir yudum, sigarasından bir nefes aldı ve  “Vizyon” dedi. “Bizde vizyon yok aga” diye ekledi. Ağzımdan sadece 4 kelime çıkabildi “Bari hesabı sen öde” .